Tanrı kavramı beni sinir ediyor.
İçimi dökmek gibi bir yazı olacak bu.
Tanrı kavramından gerçekten iğreniyorum, yaratıcı fikri bana çok bencilce, sadistce, acımasızca geliyor. (Tanrıyı böyle bir şey olarak görüyorum) Camın arkasından izleyen olmak hoş bir şey değil.
Anlatacaklarımda biraz metafor kullanabilirim, bu konular kendimi ifade etmekte çokça güçlük çektiğim konular.
Tanrı kavramını din fark etmeksizin düşününce: (ibrahimi dinler baz alındığında) O kadar bin yılı aşkın antik hikayeler, peyamberlerle tanrının iletişimi o kadar yavan ve boş geliyor ki kendimi bunların sadece birer uydurma olduğu fikrinden alıkoyamıyorum. Tanrı bana iletişimden aciz bir şey gibi geliyor. Kutsal kitaplar da bir o kadar içi boş hissettiriyor. (Kuran'ın %60 kadarını, İncil'in %10 kadarını, Tevratı parça bölük okudum) bütün okuma sürecimde kendimi anlamaya yoğunlaştırdım. Kitapların üçü de nasihat veren birileri gibi hissetiriyordu. Bu kitaplar evrensel, değişmez, müthiş tasarlanmış, yol gösterici, çözümleyici olması gerekiyorken bana kendimi salak gibi hissetmeme sebep oldu. Bütün bu metafizik çorbası beni sadece öfkelendiriyor. (Öfkemin sebebi şaşkınlığım, belirsizlik, hayalkırıklığı)
Diğer dinleri ve oğretileri düşündüğümde ise aklıma yine sadece zırva geliyor. (Budizm, Taoizm, Şintoizm vb. Ruh-enerji gibi temellerde kurulmuş biraz da şahıs işi düşünceler) Hepsi (çoğunluğu) iyiye, adalete, merhamete, nefis terbiyesine yöneltmeye çalışırken bu yolda bir şeyler istiyor (ibadet, teslimiyet, vb.) bunları verdiğinizde teknik olarak inanmış, yola girmiş, bütünleşmiş gibi bir şey oluyor. Ama günü sonunda dünya yine aynı dünya, aynı tas aynı hamam. Kara düzen her şey devam ediyor. Mutlak çözümden herkes yoksun.
Buraya kadar bilgi hataları ile dolu, budala bir yazı gibi gözükmüş olabilir. Hep üzüldüğümden, bunalıma girdiğimden ve katlanamadığımdan hepsini yazma ve konuşma gereği duydum. Bunu kendim yazmamış olsam ve okuyor olsam anında kapatırdım. Buraya kadar bana sabredebildiysen teşekkür ederim.
Konuyu aydınlatmak için, birde size okurken nefes aldırabilmek için gerektikçe aralara bunun gibi eklemeler yapacağım.
Fikirlerime katılmayabilirsiniz, bunu bildiğim için yazıyorum zaten. Kendi bakış açınızdan bu meseleye nasıl baktığınızı, hangi gerekçelerle bunalra inanıp inanmadığınızı duymak istiyorum.
Teizm fikrinin muhtemelen en köklü dayanağı olan "bunca evrenin, yıldızın, gezegenin vs. bir yaratıcısı olmama gibi bir lüksü olamaması, dinlerin sarsılmaz olması, mucizelerin gerçek-yaşanmış olması, peygamberlerin yaşamış insanlar olması" gibi bir sürü sıralanabilecek idda bende bir fikir uyandırmadı. Hepsine bir cevabım var, olmayanlara da zaten hiçbirimizin cevabı yok. (Zaten buyüzden, cevapsızlıktan tartışıyoruz)
Deizm de bana bir o kadar saçma geliyor, dinler yalansa hepsi insanın uydurması ise, tanrı da bunun gibi bir uydurma olamama ihtimalinden kaçamıyor (benim için)
Agnostisizm, size şuana kadar anlattıklarım ve size verdiğim belirsizlik mesajı nedeniyle bana en yakın fikir gibi gelmiş olabilir (size böyle gelmiş olabilir*)
Ateizm bir nebze ortak noktalarımın bulunduğu bir fikir. Aklın her şeyin üstünde olması olayı, ön planda daha doğrusu kastım rasyonalite. Metafizikten neredeyse arınmış olma durumu hoş geliyor ancak bu sefer de bilgiye ulaşma mücadelesi, mevcut bilgiyi işleme çabası sonsuz yönlü bir süreç. Bir o kadar da heyecan verici. Bilgi için bedel ödemediğimden, yeterli çabayı gösteremediğimden. Eğer bu görüşü benimsesem kendime cevap veremediğimden iki yüzlü hissederdim.
Apteizm e gelince. Bu şu anki içinde hissetiğim duruma en yakın olan görüş olabilir. Metafiziği komple kenara itmek gibi, bütün inancı, tanrı din vs. bunları kenara itmek. Yola devam etmek gibi hissettiren bu fikir içlerinden en yakın hissettiren. (en kolayıma gelen [itiraf]).
Arkhe problemini kafamda çözemediğim sürece, ilk neden felsefesi kafamı kurcaladığı sürece huzura kavuşamayacakmışım hissi var. Durduk yere, günün farklı zamanlarında saçma anlarda bile kafamda şimşek çakan bu sorular. Beni yiyip bitiren, yaşam enerjimi çeken sülükler bunlar.
Şuan ölmemek için pek sebep bulamamak cabası, ölmek cesaret işi. Bu cesareti asla bulamadım. Ümitli olduğumdandır belki de. Sürekli zırlamama sebep olan düşünceler.
Günün sonunda birileri 1 alırken birileri 100 alınca ve ben bunun farkına vardığımda çok öfkeli hissetmiştim. Bütün insanlık birikimi nimetlerde yararlanan azınlığa dahil olmamak boğaz düğümlüyor. Ben hedonist yaşmak, her şeyi deneyimlemek istiyorum. Bunlar imaknsız şeyler. Piyango vurmayacağına göre bu hayallerim de boş.
Ulaşamayacaklarımı görmek bana yumruklarımı ıssırtıyor. Ciddiyim, güzel bir şey gördüğümde hopur hopur hoplayasım geliyor. Bütün bir hayat bana kilometrelerce üzüm bağlarnda gezip bir tanr üzüm yiyememek gibi geliyor. Çoğu insan içi bu böyle farkındayım.
Bu yazıyı derlemek toplamak isterdim ama saat el vermediğinden uyumak zorundayım. Ekleme yapabilirim.