Bir aile büyüğüm Atatürke fena iftira attı

Beyler hikaye şöyle, 2 ay kadar önce uzun zamandır görmediğim amcamın yanına gitmiştim. Onda kalan birkaç eşyamız vardı, onları almak üzere evine gitmiştik, ev dışarıdan da soğuk amk mont - atkıyla oturuyoruz. Bir film koyduk (Eşkıya) bir iki kadeh bir şeyler içildi, dedim bana yeter. Filme devam ediyoruz, eleman içmeye devam ediyor tabii, filmin bitimine yakın (Cumali ölürken) bana "Atatürk hakkında ne düşünüyorsun, sever misin?" Diye sordu. "severim tabii, sevilmez mi?" diye cevaplamamla "tapar mısın peki?" diye sorması bir oldu. Gözlerimi filmden yavaşça ayırdım... İçimden sohbetin saçma sapan yerlere evrilmemesi için dua ederken "yani, tapmam elbette. Atatürk bir put mu ki tapayım, ben severim sayarım sadece. Büyük adam." diye yanıtladım bütün samimiyetimle. "Öyle bir tapıyorlar ki, ben sırf bildiğim gerçekleri halana anlattığım için o orspu benimle tam bir sene konuşmadı" dedi... İçimden eyvah eyvah diye geçirdim. Mevzuyu çok uzatmak istemiyorum, Zsa Zsa Gabor adlı bir oyuncunun Atatürk'ün kendisiyle henüz kadın 15 yaşındayken yattığı ile ilgili deli saçması bir hikaye anlattı. "Tabii 1 litreden fazla votka götürmüş adam, ne dediğini bilmiyor" diye düşünmeyi ne kadar istesem de çevremde alkol alan onlarca kişi varken kimsenin bu kadar saçmalamadığı da bir gerçekti. Hani sinire kestim dedim "ne diyorsun lan" "nasıl-" demeye kalmadan ben buna kafayı bir koydum... Vurmaya başladım bir sağdan bir soldan, gözüm karardı ama hala vuruyorum, duvarda yağlı boya (sahte) saçma sapan geyikli bir resim vardı, aldım onu ÇOTAK! diye bunun kafasına geçirdim. Baktım kafası kanıyor daha bir sinirlendim. Kemerimi çıkardım o sırada bu çökmüş ellerini yüzüne siper etmeye çalışıyor "etme, eyleme" falan diyor ben tabii durur muyum? Kemerin tokası üste gelecek şekilde ŞRAK! ŞRAK! diye kırbaçlıyorum... Bu bir an kemeri tutar gibi oldu, elemanı yasladım yakmadığı sobaya, geriye birkaç adım atıp hızlanıp soba borusu vasıtasıyla adama 619 çekmemle adam bir seksen yerde uzanıyor. Ama sinirim hala geçmemiş, baktım bunun bilinci hala açık (enteresan) "Yardım edin!" diye komşulara sesleniyor. Ben başladım taşşak tekmelemeye, amınakodum öyle güzel bağırıyor ki zevke geliyorum. Baktım bu bağırmayı kesmeyecek 100'lük Bazooka şişesini kafasına geçirdim. Bu bayıldı, sonra ben de ayılırsa bir şey olabilir diye uyumayayım dedim. Uyanmadı. Açtım Yüzük Kardeşliği + İki Kule izledim, sabah da bir daha amcamın yüzünü görmemek üzere evden sktir olup gittim.

Beyler hikaye şöyle, 2 ay kadar önce uzun zamandır görmediğim amcamın yanına gitmiştim. Onda kalan birkaç eşyamız vardı, onları almak üzere evine gitmiştik, ev dışarıdan da soğuk amk mont - atkıyla oturuyoruz. Bir film koyduk (Eşkıya) bir iki kadeh bir şeyler içildi, dedim bana yeter. Filme devam ediyoruz, eleman içmeye devam ediyor tabii, filmin bitimine yakın (Cumali ölürken) bana "Atatürk hakkında ne düşünüyorsun, sever misin?" Diye sordu. "severim tabii, sevilmez mi?" diye cevaplamamla "tapar mısın peki?" diye sorması bir oldu. Gözlerimi filmden yavaşça ayırdım... İçimden sohbetin saçma sapan yerlere evrilmemesi için dua ederken "yani, tapmam elbette. Atatürk bir put mu ki tapayım, ben severim sayarım sadece. Büyük adam." diye yanıtladım bütün samimiyetimle. "Öyle bir tapıyorlar ki, ben sırf bildiğim gerçekleri halana anlattığım için o orspu benimle tam bir sene konuşmadı" dedi... İçimden eyvah eyvah diye geçirdim. Mevzuyu çok uzatmak istemiyorum, Zsa Zsa Gabor adlı bir oyuncunun Atatürk'ün kendisiyle henüz kadın 15 yaşındayken yattığı ile ilgili deli saçması bir hikaye anlattı. "Tabii 1 litreden fazla votka götürmüş adam, ne dediğini bilmiyor" diye düşünmeyi ne kadar istesem de çevremde alkol alan onlarca kişi varken kimsenin bu kadar saçmalamadığı da bir gerçekti. Hani sinire kestim dedim "ne diyorsun lan" "nasıl-" demeye kalmadan ben buna kafayı bir koydum... Vurmaya başladım bir sağdan bir soldan, gözüm karardı ama hala vuruyorum, duvarda yağlı boya (sahte) saçma sapan geyikli bir resim vardı, aldım onu ÇOTAK! diye bunun kafasına geçirdim. Baktım kafası kanıyor daha bir sinirlendim. Kemerimi çıkardım o sırada bu çökmüş ellerini yüzüne siper etmeye çalışıyor "etme, eyleme" falan diyor ben tabii durur muyum? Kemerin tokası üste gelecek şekilde ŞRAK! ŞRAK! diye kırbaçlıyorum... Bu bir an kemeri tutar gibi oldu, elemanı yasladım yakmadığı sobaya, geriye birkaç adım atıp hızlanıp soba borusu vasıtasıyla adama 619 çekmemle adam bir seksen yerde uzanıyor. Ama sinirim hala geçmemiş, baktım bunun bilinci hala açık (enteresan) "Yardım edin!" diye komşulara sesleniyor. Ben başladım taşşak tekmelemeye, amınakodum öyle güzel bağırıyor ki zevke geliyorum. Baktım bu bağırmayı kesmeyecek 100'lük Bazooka şişesini kafasına geçirdim. Bu bayıldı, sonra ben de ayılırsa bir şey olabilir diye uyumayayım dedim. Uyanmadı. Açtım Yüzük Kardeşliği + İki Kule izledim, sabah da bir daha amcamın yüzünü görmemek üzere evden sktir olup gittim.